Ahtapot Adını klasik Yunancada sekiz ayak anlamına gelen octopoda sözcüğünden alan, kayalar arasında ve sualtı yarıklarında yaşayan kafadan bacaklı deniz hayvanı. Sala adı verilen özel bir oltayla veya zıpkınla avlanan ahtapot, Ege ve Akdeniz mutfağının sevilen mezelerindendir.
Özellikle salatası yaygındır. Eti sert bir hayvan olduğundan her türlü pişirmeden önce taşa vurarak dövülmesi, sürterek köpürtülmesi ve bir süre dinlendirilmesi gerekir. Bu işlemlerden sonra ahtapotu buzlukta en az iki üç gün bekletmek yumuşamasına ve kolay pişmesine yardımcı olacaktır.
Ahtapot Izgara
Belli başlı iki yöntem uygulanmaktadır. Birinci uygulamada buzlukta birkaç gün bekletilen ahtapot önce çok az su, sirke veya şarapla fazla yumuşatmadan haşlanır, ondan sonra ızgara yapılır. İkinci yöntemde, Ege adalarında yapıldığı gibi, buzlukta dinlendirilen ahtapot gerilerek bir süre güneşte kurutulur, sonra pişirilir. Küçük ahtapotların ızgara üzerinde ya da fırında alüminyum folyoya sarılı olarak kendi suyu içinde pişirilmesi de ızgara benzeri bir lezzet kazandırır.
Ahtapot Güveç
Ahtapot ızgara tarifindeki gibi haşlanan ahtapotun derisi, düğmeleri soyulur, kollar ve kafa 1-1.5 santim uzunluğunda doğranır, yağlanmış bir fırın kabı ya da güvece konur. Başka bir kaba taze soğan halka halka doğranır, domates kaynar suya sokup çıkarıldıktan sonra küp şeklinde, sivri biber yarım santim uzunluğunda doğranır. Soğan ve sarımsak zeytinyağında yakmadan pişirilir, domates ve biberler eklenir, tuzu biberi konur, domatesler yumuşayıncaya kadar pişirilir. Pişen karışım fırın kabındaki ahtapotların üzerine yayılır, bir tutam kekik ekilir ve fırına verilir.
Ahtapot salatası:
Yukarıdaki gibi haşlanan ve soğuduktan sonra derisi ve düğmeleri temizlenen ahtapot kolları ile kafası 1.5-2 santim uzunluğunda dilimlenir. Taze soğan, domates, yeşil biber, maydanoz, mantar, zeytin, kapari veya dilimlenmiş salatalık turşusu gibi malzemelerle karıştırılır, zeytinyağı ve limon ile tatlandırılır.
İLHAN EKSEN
Yorumlar
Yorum Gönder