Malzemeler : (4 kişi için)
- 1 Kg Ayşe Kadın ya da Çalı Fasulye
- 1 bardak Zeytinyağ
- 3 adet Kuru Soğan
- 2 adet Domates
- 3 adet Kesme Şeker
- Tuz
Hazırlanışı :
Bir tencereye çentilmiş soğan, küçük küçük doğranmış domates, ayıklanmış fasulye, tuz, şeker ve Zeytinyağ ve fasulyelerin üstünü örtecek kadar Su konarak ateşe oturtulur. 45 dakika kadar pişirilir.
Zeytinyağlı yemekler pişirildikleri tencerede soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonra servis tabaklarına alınır. Soğuk Servis yapılır.
Not:
Taze fasulyeye kaynar su konur mu?
Su Eklemeyin
Taze fasulye yemeği bol domates ile piştiğinden hem fasulye hem de domatesin suyu ilk etapta yeterli gelir. Bu nedenle ocağa konduğunda su eklemek gerekmez, pişmeye başladıkça su azalırsa kaynar su eklenebilir.
Tarihçi ve yazar Reşad Ekrem Koçu, efsane eseri 'İstanbul Ansiklopedisi'nde Ayşekadın fasulyesi ile ilgili şunları yazar:
“Ayşekadın fasulyası İstanbul'un konak mutfaklarının şöhreti idi, lezzet ve terâveti ile Beykoz fasulyası aşçıbaşılar, vekilharçlar tarafından sûreti mahsusada Beykoz'a gidilip alınırdı. Zamanımızda aranmamaktadır. Bu namlı fasulya Beykoz'un Arnavutköy'ü yeni adı ile Mahmud Şevket Paşa köyünde yetiştirilir (1961)”.
ZAMANIN GURMESİ ANLATIYOR
Refik Halid Karay
Dahası var...
Bu kez başka 'edebiyatın marka' ismi ve de 'zamanın gurmesi' Refik Halid Karay'a kulak verelim şimdi:
"İstanbul sebzeciliğini alakalı makamlarla, müesseslerin lüzumu nispetinde korudukları, hele tohumculuk bakımından cinslerinin bozulmaması, daha da cinsleştirilmeleri için fenni yardımda bulundukları iddia edilemez.
Bunun en belirgin özelliği ayşekadın fasulyesidir. O fasulye son senelerde gittikçe artan bir yozlaşmaya maruz kalmıştır. aynı isimle aldığımız fasulyeler, artık hem kılçıklı hem sert kabuklu hem de lezzetsizdir.
Halbuki yalnız İstanbul havasında evsafını muhafaza edip başka nereye götürülürse az zamanda dejenere olan ayşekadın fasulyesi, fasulye nev’inin ve milli sebzeciliğimizin bir şaheseridir.
Sade o mu? Çarşı pazar, cadde sokak avaz avaz anılan tek kadın şöhretimiz de ismini o fasulyeye vermek suretiyle meşhur olmamış mıdır?
Kimdi Ayşe Kadın? Anlatayım: Babam bu Ayşe Kadın’ı Beykoz’daki bostanında çalışırken bizzat gördüğünü, yazma başörtülü, siyah yeldirmeli, iri yarı bir kadın olduğunu söylerdi.
Kocasıyla beraber kendi bostanında başka cins fasulyeleri seleksiyone ederek o mükemmel cinsi bulmuş, türetmiş, üretmiş, yaymış ve satmış, halk da büyük bir cemile olarak bu nefis sebzeye kadının ismini vermiştir.
Fakat ne yapalım ki yeni neslin Avrupalarda çalışmış ziraat mütehassısları, yüksek ziraat mühendisleri ve çeşitli şubelerde staj görmüş ziraatçileri, ne o ünlü mucit Ayşe Kadın’la ne de fasulyesiyle meşgul olmayı büyük unvanlarına yakıştıramamışlarıdır.
Ancak tahminimize göre bu zevatın isimleri unutulacak, bostancı kadının ismi dünya durdukça İstanbul sokaklarını çınlatacak, etiketlerde ve listelerde daima okunup aranacaktır."
Refik Halid Karay/Mutfak Zevkinin Son Günleri – 4 (Memleket Yazıları -4)
VE DİĞER BİR İDDİA...
Ancak biz yine de temkinli olalım.
Ayşekadın isminin fasulyeye nasıl verildiği ile ilgili çok sayıda rivayet bulunurken, Anadolu'nun birçok yerinde fasülyeye adını verdiğini iddia eden Ayşe Kadın yaşamış.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan "Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı" kitabının yazarı gazeteci Nedim Atilla'ya göre ise fasulyeye ismini veren Ayşe Kadınların tek ortak özelliği 1930'larda yaşamış olmaları.
Bir rivayete göre Ayşe Kadın, İstanbul'un Sirkeci semtinde küçük bir restoranın sahibi ve kuru fasulye yemeği ile ünlü. 1930'larda bu Cağaloğlu'ndaki Babıali gazetelerinin yoğun olduğu bir yer ve gazeteciler buraya gelip giderken, kuru fasulyeye restoran sahibi Ayşe Kadın'ın adını verdiler. Haberlerine de yansıyınca Türkiye bu fasulyeyi bu isimle anmaya başladı.
Karar sizin...



Yorumlar
Yorum Gönder